İçinde bulunduğumuz kriz ortamı, inanılmaz bir şekilde büyüyor ve domino etkisiyle, ülkeden ülkeye geçiş halinde hareketini devam ettiriyor. Ekonomistlerin ve finans dünyasının yaptığı bilgilendirmelerde, bugüne kadar yaşanmamış etkilerin görüleceğinden bahsediliyor.
Hiç batmayacağını sandığımız firmaların ve bankaların batması ya da el değiştirmesi gibi olaylar, esasında uzun süreden beri beklenen konsolidasyon eksikliğinin başlamasına neden oldu. Çok güçlü şirketlerin fazla sayıda olması, rekabetin artmasıyla daha yırtıcı ve riskli oyunlara girilmesini gerektirdi. Yeni yaratılan finansal enstrümanlarla, yeni kaynakların oluşturulmasında çok fazla adım atıldı. Ancak, fizik kanunlarından da beklediğimiz gibi, her gücün karşısında tam aksi oranda negatif bir güç bulunuyor. Güçler dengesinin olması gerektiği kadar aksiyonlar dengesinin de gerçekleşmesi gerekiyordu. Krizin çıkışındaki en önemli etkenlerden biri budur.
Krizin engellenmesi aşaması geçilmiş durumda. Bu yüzden, krizin oluşturduğu ve oluşturacağı etkiler, her kuruluşun kendisini tekrar gözden geçirmesini gerektirecek. Finansal yapıların ne durumda olduğuna bakıldıktan sonra, çok hızlı bir şekilde, yeniden yapılanma ve küçülme programlarına gidilmesi bekleniyor. İşten çıkarmalar, şube ve bölgelerdeki operasyonların kapatılması, yatırımların azaltılması, reklam giderlerinin kısıtlanması ve her zaman maliyet olarak düşünülen teknolojik yatırımların geciktirilmesi, hatta yapılmaması kararları gündeme gelecek.
Kriz ortamlarının bazı fırsatları doğurduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Özellikle yıllardır teknolojinin sunduğu yeni olanaklar çerçevesinde, sanallaştırma, sunucu konsolidasyonları, açık kaynak kodları ve “cloud computing” internet uygulamalarının servis olarak kullanılması gibi konulara, krizde olan firmaların artık çok daha hızlı bir şekilde uygulamaya koyacağı yeni teknolojiler olarak bakabiliriz. Bu olanaklar, verimliliği artırırken, sunduğu konsolidasyon imkanlarıyla daha az kaynakla aynı ya da daha fazla iş yapabilmeyi ve krizde olan kuruluşların verimli çalışmasını sağlayacak.
Yazılımların bir hizmet olarak kullanılması, verilerin sıkıştırılmış ortamlara yerleştirilmesi, sunucu sayılarının azaltılarak sanallaştırma teknolojilerinin uygulanması, hem bu konuda kullanılacak insan kaynağının azaltılmasına etki edecek, hem de daha rahat yönetilebilir ve dışarıdan çoğunluğu hizmet olarak alınan kaynakların etkin ve verimli bir biçimde kullanılmasını sağlayacak.
Belki bu, uzun süredir kurumsal müşterilerinde zaman harcayıp sürekli satın almalarını isteyen satış yöneticilerinin işini kolaylaştıracak, belki daha da zorlaştıracak. Gerçek olan bir şey var ki, o da yukarıda bahsetmiş olduğum teknolojilerin böyle uygun bir ortamda çok hızlı bir şekilde uygulanabileceği ve bunlara yatırım yapılabileceğidir.
Teknolojinin, maliyet merkezi olarak belirlenen imajının tazelenip, kuruluşların verimliliğini artıran ve onları birer kâr merkezi haline getiren bir olgu olarak karşımıza çıkmasını böyle bir krizin sağlaması, bazı yöneticiler için bir ironi olarak da görünecek.
Mehmet Bilginsoy – October 2008
No comments:
Post a Comment