Viral Pazarlama

Virüsü bir pazarlama aracı olarak düşünün. Az zamanda, düşük bütçeyle, en yüksek etkiyi yaratmak için, virüsten daha iyi bir şey yoktur. Her pazarlamacı, hedeflediği pazarda çok iyi bir davranış ve düşünce etkisi bırakmak ister; ancak, bu o kadar kolay bir şey değildir. Bu amaca ulaşmak, ancak “virüs” yardımıyla gerçekleşir.
Her ne kadar normal hayatımızda ve teknolojik ortamlarımızda kaçınsak da, pazarlamayla uğraşan her kişinin virüslerden alacağı dersler vardır. Virüsler, kendi başlarına ürerler ve kendi başlarına hareket ederek ilerlerler.
Hemen hemen tüm pazarlama faaliyetleriyle uğraşanlar, yoğun pazar ekonomilerinde yeni yaklaşımlar bulmak için umutsuz bir çaba içindedirler. Virüs adı, ne kadar kötü ve itici olursa olsun, kabul etmek gerekir ki, bir virüsün yayılmasında kullanılan teknikler gibi yeni pazarlama tekniği olarak “viral pazarlama” tekniğini kabullenmemiz gerekir.
Üyesi olduğumuz Facebook, Myspace, Google, eBay, YouTube, LinkedIn, Flickr, vb. sosyal network’lerde bu pazarlama tekniğinin etkisinde kalıyoruz. İnternet üzerinde yayılan sosyal network’ler, pazarlama faaliyetlerinin en yoğun olduğu noktalar. İster istemez bu etki altında okuyor, ilgileniyor ve virüsün yayılmasına yardımcı oluyoruz. Bu pazarlama faaliyetlerine hepimiz alet olup, bu firmalar adına faaliyetleri üstümüze alıp yapmaya başlıyor ve yayılmasını hızlandırıyoruz. Hatta, sonunda kendimiz de satın alıp markaların güçlenmesini sağlıyoruz.
Viral pazarlamanın çok basit ilkeleri bulunmakta. Bu ilkelerle, başarılı bir şekilde ürün ve konuyu yaymanız ve sonunda kampanyanızın başarılı olmasını sağlamanız kaçınılmaz.
* Hedeflenen pazara gizlice giriş yapın. Hedeflediğiniz pazardaki kitlelere yönelik farklı kampanyaların desteğiyle müşteri bilgilerini alın ve interaktif uygulamalarla akıllarda kalın.
* Önce bedava sun, sonra ödemeyi al. Ürünlerin sunumunda her şeyi bedava sunup, verilen kriterlere göre ürün beğenilirse ödemenin alınması yoluna gidin.
* Vereceğiniz mesajı hedeflediğiniz topluluğun davranış şekline bırakın, “moda” olun. Hazırladığınız pazarlama mesajının akılda kalacak şekilde moda olmasını sağlayın; hedeflediğiniz topluluk, bunu e-posta, internet, web gibi teknikleri kullanarak yayacak ve tanınırlığı artıracaktır. Yeter ki moda yaratabilecek bir mesaj yaratın.
* Virüs gibi değil, yakın bir dost gibi davranın. Virüsler, doğal yaşam ve bilgisayar ortamlarında kabul edilmezler ve yok edilmeye çalışılırlar. Bu yüzden, kesinlikle bir virüs görünümüne girmeyin, yakın davranın.
* Zayıf bağlantıları kullanarak ilerleyin. Sosyologlar, araştırmalarında, çok sayıda günlük bağlantıları olan kişilerin, az sayıda kuvvetli bağlantıları olan kişilere göre, topluluklar üzerinde daha fazla etkileri olduğunu gözlemlemişlerdir. Bu yüzden, daha zayıf olan günlük ve sosyal bağlantıları bulunan toplulukları hedefleyin.
* En üst noktaya gelene kadar pazarlama stratejinize yatırım yapmaya devam edin. Virüsler, en üst noktaya gelmeden salgın oluşturmazlar. Bu yüzden, mümkün olduğunca yayılımı sağlayacak şekilde çalışmalarınıza devam edin. Başlarda küçük adımlarla ilerleyip, daha sonra hızlı bölünerek büyümeyi sağlayın.
İnternet ve tüketim dünyasındaki örneklere baktığınızda, yukarıda adımlarını saymış olduğum viral etkinin içinde olduğumuzu göreceksiniz. Pazarlama stratejilerinizi gözden geçirip, farklı bir şekilde yaygınlığı artırmak, marka olmak ve değerinizi yükseltmek için, bu önerileri bir ara değerlendirmenizde fayda görüyorum.
Mehmet Bilginsoy – June 2008
No comments:
Post a Comment