Eğer bugün her zamanki ortalama bir çalışma gününüzse, herhangi bir şeyi yapmak ve tamamlamak için yaklaşık bir saatlik zaman kaybedebilirsiniz. Ancak, bunu bile gerçekleştiremeyeceksiniz; çünkü, doğru bilgiyi bulmanız, doğru araçlara erişmeniz ve doğru kişiye ulaşmanız, verimsiz süreçlerden dolayı epey zor olacak. Kurumsal verimlilik enstitüsünün yapmış olduğu çalışma sonucunda elde edilen verilere göre, çalışanların zamanlarının yüzde 25’lik bir kısmı, sadece erişecekleri bilgiyi aramakla geçiyor. Her hafta, çalışanların yüzde 42’lik kısmı, tekrar çalışmayı gerektirecek yanlış bilgilerle karar veriyor. Özellikle ekonominin düştüğü bugünlerde, iş verimliliğinin artırılması ve iyileştirilmesi daha da önemli hale geliyor ve bunun bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Yapılan anketler sonucu, verimlilik güven endeksinde, kısa ve orta dönemde verimliliğin artacağına inananların ortalaması yüzde 53 olarak çıkarken, yüzde 32’lik kesim verimliliğin hiç değişmeyeceğine, yüzde 15’lik kesim ise düşeceğine inanıyor. Bu oranlar, sektörlere göre farklılık gösteriyor; verimliliğe en çok ihtiyacı olan ve bunun artacağına inanan sektörlerde sağlık ve sigorta başta gelirken, verimliliğin düşeceğini gösteren sektör kamu olarak karşımıza çıkıyor.
Belki bugün, geçtiğimiz yıllardan, hatta geçen yıldan bile daha yetenekli ve daha iyi çalışabiliyor olabilirsiniz. Teknolojinin, maliyetleri düşürürken iş verimliliğini artırıcı bir potansiyeli olduğunu biliyoruz. Küreselleşmenin getirdiği zorunluluk ve yaygınlık sonucu, yeni yeteneklerin, uzmanlıkların ve kaynakların iş ortamlarında ön plana geçmeye başladığını gözlemliyoruz. Gözlemlendiğinde, çalışanların üçte ikisinin, büyüyen pazarlarda yerleşmeye başladığını görebiliriz. İnternet üzerindeki sosyal ağ olanakları ve iş ortaklıkları, müşteri odaklı düşünmeye yol açmaya başladı. Bilgiye, kaynaklara ve uygulamalara her zaman ve her yerde ulaşanların sayısında artış görüyoruz.
Kaynakların etkin olarak kullanılması ve paylaştırılması, çalışan ve faydalanan kesimlerin tek bir grup halinde görülmesi, organizasyonlar içinde kültür değişiklikleri gerektiriyor. Değişime açık olan ve teknolojinin olanaklarını ilişkide olan partilerle kullanan organizasyonların verimlilik hedeflerini yakalamaları daha kolay görünüyor.
Çalışanlar hazır, işlerini biliyorlar ve çok değerli fikirleri var; ancak, onları tutan, var olan süreçler. Tüm dünyadaki şirket ve organizasyonlar, kendi çalışanlarının, müşterileri ve iş ortakları ile beraber çalışabilecekleri bir ortamı sağlamak amacıyla kendi altyapıları ve süreçlerini yeniden keşfetmek için çaba harcıyorlar. Amaçları, yaratıcılığı, problemleri çözmeyi teşvik etmek ve kurumsallaşmayı oluşturmak. Eğer çalışanlarımız kadar yetenekli ve akıllı işler yaratabilirsek, daha iyi kararlar alabilir, ilişkilerimizi daha derin kullanabilir ve daha verimli, çevik, bağlantılı süreçler yaratabiliriz.
Mehmet Bilginsoy – July 09
Yapılan anketler sonucu, verimlilik güven endeksinde, kısa ve orta dönemde verimliliğin artacağına inananların ortalaması yüzde 53 olarak çıkarken, yüzde 32’lik kesim verimliliğin hiç değişmeyeceğine, yüzde 15’lik kesim ise düşeceğine inanıyor. Bu oranlar, sektörlere göre farklılık gösteriyor; verimliliğe en çok ihtiyacı olan ve bunun artacağına inanan sektörlerde sağlık ve sigorta başta gelirken, verimliliğin düşeceğini gösteren sektör kamu olarak karşımıza çıkıyor.
Belki bugün, geçtiğimiz yıllardan, hatta geçen yıldan bile daha yetenekli ve daha iyi çalışabiliyor olabilirsiniz. Teknolojinin, maliyetleri düşürürken iş verimliliğini artırıcı bir potansiyeli olduğunu biliyoruz. Küreselleşmenin getirdiği zorunluluk ve yaygınlık sonucu, yeni yeteneklerin, uzmanlıkların ve kaynakların iş ortamlarında ön plana geçmeye başladığını gözlemliyoruz. Gözlemlendiğinde, çalışanların üçte ikisinin, büyüyen pazarlarda yerleşmeye başladığını görebiliriz. İnternet üzerindeki sosyal ağ olanakları ve iş ortaklıkları, müşteri odaklı düşünmeye yol açmaya başladı. Bilgiye, kaynaklara ve uygulamalara her zaman ve her yerde ulaşanların sayısında artış görüyoruz.
Kaynakların etkin olarak kullanılması ve paylaştırılması, çalışan ve faydalanan kesimlerin tek bir grup halinde görülmesi, organizasyonlar içinde kültür değişiklikleri gerektiriyor. Değişime açık olan ve teknolojinin olanaklarını ilişkide olan partilerle kullanan organizasyonların verimlilik hedeflerini yakalamaları daha kolay görünüyor.
Çalışanlar hazır, işlerini biliyorlar ve çok değerli fikirleri var; ancak, onları tutan, var olan süreçler. Tüm dünyadaki şirket ve organizasyonlar, kendi çalışanlarının, müşterileri ve iş ortakları ile beraber çalışabilecekleri bir ortamı sağlamak amacıyla kendi altyapıları ve süreçlerini yeniden keşfetmek için çaba harcıyorlar. Amaçları, yaratıcılığı, problemleri çözmeyi teşvik etmek ve kurumsallaşmayı oluşturmak. Eğer çalışanlarımız kadar yetenekli ve akıllı işler yaratabilirsek, daha iyi kararlar alabilir, ilişkilerimizi daha derin kullanabilir ve daha verimli, çevik, bağlantılı süreçler yaratabiliriz.
Mehmet Bilginsoy – July 09
No comments:
Post a Comment