Gelişmek ya da Gelişmemek
E-business’ın (e-iş) bir devrimden çok bir yaşam şekli olduğunu, artık hepimiz kabul ediyoruz. Uzun bir süredir, bilişim sektöründe, teknolojinin hayatımıza getireceği yararları bir bütün olarak kullanmak ve daha fazla zaman, daha fazla verimlilik, daha fazla yarar sağlamak için çalışmalar yapılıyor. Kurumsal ve bireysel olarak, çeşitli şekillerde entegrasyon yapıyor ve bunları bir yarara çevirmeye çalışıyoruz.
Yararın tanımı, e-business’a geçişin tanımı, beklentilerin sağlanması, her zaman planlandığı gibi olmuyor. Çünkü, yaşam içinde ortaya çıkarılan eserlerin bir harmoni içinde birbirleriyle çalışması ve bütünleşmesi gerekiyor.
E-business ortamını tam anlamıyla oluşturabilmek için, ne kadar hazırız? The Economist Intelligence Unit (EIU) ile IBM’in yapmış olduğu araştırmalar ve ortaya çıkan rapor sonucunda, dünya ülkelerinin sıralanmasını ve e-business ortamına ne kadar hazırlıklı olduğunu gösteren listede, Türkiye 2006 yılındaki 45’incilikten, 2007 yılında 42’nciliğe çıkmış. Türkiye’yi, Avrupa ülkelerinden sadece Romanya (45) ve Bulgaristan (48) takip ediyor. Bu listenin başında, Danimarka, Amerika Birleşik Devletleri ve İsveç, ilk 3 sırayı tutmuş durumdalar; listenin en sonunda ise İran (69) geliyor.
Üç gruba ayrılmış olan listede, Türkiye’nin bulunduğu üçüncü grubun genel özelliğinde, çok zayıf sosyal altyapı, düşük eğitim seviyesi ve gelir paylaşımındaki büyük uçurumlar bulunmakta. Teknoloji her ne kadar hızlı ilerlese de, yaşam standartlarının gelişememesi, eğitime yapılan yatırımların yetersiz olması, sosyal standartların ve gelir paylaşımlarının homojen hale gelememesi, teknolojiden göreceğimiz yararları kolaylıkla göremeyeceğimiz, kesin bir durum olarak karşımıza çıkmakta.
Öncelikle, bireysel ve toplumsal olarak, gelişmek istiyor muyuz? Bu gelişimi teknoloji ile yapmak ve bundan yararlanmak istiyor muyuz? Bu sorulara samimi cevap vermek ve buna göre hareket etmek en doğrusu. Eğer olumlu bir cevap ile gelişimimizin hızlı bir şekilde ilerlemesini istiyorsak, bunun bir heyecandan daha çok, kendini adamış kişilerle ve düzenlemelerle olması gerekliliğini görmeliyiz. Devletin en üst noktalarından süreçlerin radikal bir şekilde değiştirilip, teknolojinin bir kırtasiye gibi görünmesinden daha çok bir ihtiyaç haline getirilmesi şarttır. Süreçlerin internet üzerinde yürümesi ve bunun denetlenebilir halde yapılması, ülkeye hem hız kazandıracak, hem de bununla beraber çalışacak her türlü uygulamanın hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacaktır.
Yaşam kalitesinin artması, tabii sadece teknoloji ile olmamakta; teknoloji, sadece bir araç olarak kullanılmalı ve buna ulaşmak için çaba sarf edilmelidir. Örneklemeden daha çok yaratıcı fikirlerin daha yoğun olduğu toplumlardaki sıçramalar da daha farklı olmaktadır.
Eğitim, destek programları ve adanmış kişiler ile, denetleyerek ve denetlenerek ilerleme sağlamak, daha sağlıklı olacaktır. İlk başlarda belki yavaş olacak; ama daha sonra, altyapının tamamlanması ile, hızlı bir şekilde bu gelişim trenini yakalamamız çok kolay olacaktır.
Yaratıcı, desteklenen, planlı, programlı, önü açık, eğtimli ve iş olanaklarının esnek olduğu bir ülkenin çıkardığı sonuçlar da muhteşem olacaktır.
Bekleyerek gerçekleşmeyecek olan bu durum için, birlik ve derneklerin bir hareket planı içinde devletle beraber daha etkin bir şekilde çalışmaları gerekmektedir.
Mehmet Bilginsoy
No comments:
Post a Comment