Küçük Başlamak, Büyük Düşünmek
Geçtiğimiz hafta, 27 Nisan’da, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde SAP Türkiye tarafından düzenlenen geleneksel SAP Forumu’na katıldık. “Büyük Düşünmek” temasıyla haftalar önce duyurularına başlanan ve başarıyla sonuçlanan bu gelenekselleşmiş toplantının sektöre getirdiği fayda son derece imrendirici.
Teknoloji ile iş hayatının birbirini tetiklediğini ve sürekli gelişme gösterecek şekilde ileriye doğru gittiğini görüyoruz. Ancak, bazen kendimizi teknolojinin sınırladığı noktalarda limitleyip isteklerimizi gerçekleştirmek için farklı yollar bulmaya doğru yönlendiriyoruz. Şu bir gerçek ki, teknolojiyle iş ihtiyaçlarını çözmek mümkün; tek eksik, yeteri kadar büyük düşünememek.
Çoğu zaman, günlük problemlerin çözümünde teknolojinin ön plana çıkmasıyla, o teknolojinin yarattığı sorunların içinde boğulup kalınıyor. Özellikle küçük ve orta büyüklükteki şirketlerde karşılaşılan, teknolojinin gerektiği gibi kullanılamaması ve bunun sonucunda yeni yatırımlara yönelim ve verimsizlik.
Hiç kuşkusuz, bilgi teknolojilerinin sektör bağımsız her kuruluş için aynı öneme sahip olduğu bir gerçek; ancak, hedeflerin gerçekleştirilmesinde, büyüme planları, rekabetçilik ve esneklik gibi değişkenler konusunda bilgi teknolojilerine paralel hareket edilmesi gerekmekte.
İnovasyon... Günümüzde sürekli konuştuğumuz, ana tema olarak karşımıza çıkan, teknolojide sonuçlanan ve hepimizi düşünmeye, daha büyük düşünmeye zorlayan bir olgu...
İnovasyon ve yenilikçi yaklaşım, kaçınılmaz olarak hayatımıza girmiş durumda ve doğal olarak bir fırsat yaratıyor. Bu yaklaşımın somuta indirgenerek bir hizmet ve ürün topluluğu şeklinde kullanılması, yoğun rekabet ortamında, kurum ve kişilere, beklenenden daha fazla imkan sunuyor. Bu imkanın doğru şekilde ve hedeflere uygun olarak uygulanması, vizyonların gerçekleşmesini sağlayacaktır.
Stratejiler belirlenirken, farkında olarak ya da olmadan inovasyonun kullanıldığını görüyoruz. Bu yüzden, inovasyon sadece satış stratejisi değil, kurum ve şirketlerin ana strateji konusu. Günümüz rekabet koşullarında, inovasyonun kullanımı, doğal bir avantaj. Önemli olan, bunu doğru ve zamanında kullanmak.
Yeni teknolojinin ya da bir buluşun pazarlanmaya başlamasından pazardan çekilmesine kadar geçen süre ortalama üç yıldır diyebiliriz. Gerçi, bu pazarlanan ürünlerin yarısı, ilk yılın sonunda pazardaki geçerliliğini kaybediyor. Güncel kalmak; gelişimin teknolojiyle paralelliğinin sağlanması, farklılık, adaptasyon, rekabetçilik, verimlilik artışı, kalite artışı, inovasyon ve vizyonların gerçekleşmesidir.
Her kuruluş büyük düşünmeli, küçük başlamalı ve vizyonunu gerçekleştirmek için ileriye doğru, teknolojinin getirdikleriyle adımlarını sürdürmeli. Kalıcı başarıya ulaşmak, vizyon ve stratejiden geçmektedir. Bunun için de işe “büyük düşünerek” başlamalıyız.
Mehmet Bilginsoy
No comments:
Post a Comment