İş Dünyasında Evrimden Verim'e Geçiş

İş Dünyasında Evrimden Verime Geçiş

Verimliliğe ulaşmak için farklı yöntemler oluşturan şirketler, satınalmalarında da çeşitli geliştirmeler yaptılar ve yapıyorlar. Satınalma bölümleri, yeni kâr merkezleri olarak, farklı pazarlık metotlarıyla, şirketlerin aktif karar verici noktalarından biri haline geldiler. Bu bölümler, kriter belirleme, risk ölçümleme, şartname hazırlama, bilgi toplama, ihale yönetimi, karar verme ve satınalmayı başarılı (şirket açısından kârlı ve sağlıklı) bir şekilde sonuçlandırma gibi süreçleri uygulayarak, şirketin iç dinamiklerinde etkin bir rol oynuyorlar.

Elektronik pazaryerlerinin, kurumsal satınalma buluşmaları için ideal yerler olduğunu düşünebiliriz. Ancak, elektronik pazaryerlerinde sahneye çıkmadan önce, kriterlerin her parti tarafından özümsenmesi ve etik değerler ile “fair play” (adil oyun) ortamının sağlanması gerekiyor.

Geleneksel satış, pazarlık ve satınalma yöntemlerinin yeni kurumsal elektronik pazaryeri ortamlarıyla beraber kullanımı, farklı problemler doğuruyor. İçinde bulunduğumuz dönem bir geçiş süreci olduğundan, bunun doğal karşılanması gerekiyor. Kurumsal ve özellikle sektörel (enerji, kimya, ilaç, inşaat, vs.) alanlarda standart ve rutin yapılan işlemlerde bu geçiş sürecinin daha da kısalması, yapılan işin hızını artırırken hacmini de aynı oranda artıracaktır.

Türkiye’de elektronik ticaretin gelişimi, Amerika ve Avrupa örneklerine göre daha yavaş olmuş; ancak, son günlerde inanılmaz bir şekilde yükselişe geçmiştir. Daha çok tüketiciye yönelik olan bu gelişimin yavaş yavaş kurumsal tarafta da hareketlenmeye başladığını ve özellikle tedarikçi yönetimiyle bunun bir ihtiyaç haline geldiğini görmeye başladık. Tedarikçilerin çeşitlenmesi ve tüketimin artması ile, daha avantajlı teklifler sunmaya çalışan firmalar, satınalma yöntemlerinde farklılıklar oluşturuyorlar.

Bu farklılığı en hızlı şekilde sunan ve uygulayan şirketler, harekete ilk geçmenin avantajından yararlanacaklardır.

Bu gelişimin sektörü ve ticaret ortamını desteklemesi, ancak ticaret ilişkisinde olan şirketlerin aynı harmonide bu gelişimi yaşamalarıyla mümkün olacaktır.

Geleneksel yöntemlerden daha teknik yöntemlere geçişin bir dönüşüm gerektirdiğini hepimiz biliyoruz. Bu “dönüşüm” ya da diğer bir deyişle “değişim”, iş yapış kültürünün yeni ortama uyarlanmasıyla olacaktır.

Teknoloji kullanımı, insanların değişime olan açıklığını en iyi şekilde gösterir. Teknoloji, bir evrim süreci yaratıyor ve bu evrim, küçük devrimlerle hayatımızı değiştiriyor.

Uzun zaman dilimi içinde bu evrim değerlendirildiğinde, verimliliğe yönelik ne kadar büyük değişimlerin ve devrimlerin içinden geçtiğimizi görebiliriz.

Mehmet Bilginsoy