Verimliliği Artırmak İçin “Amaç Evliliği” Yapmak
İşi başkasına vermek, vermemek ya da kısmen vermek... Bilişimdeki hızlı gelişmeler, iş yapma şeklimizi bu yönde değiştirmeye zorluyor. Teknolojik olanaklar, firmaların, kendi faaliyetlerinin dışında kalan işleri, “outsourcing” (dış kaynak kullanımı) modeliyle, başka bir firmaya yaptırmasını sağlıyor. Bugün, verimli sonuç almak için, üretimin belli aşamalarının veya gereken platformun sağlanması, genellikle dışarıdan alınan kaynaklarla gerçekleşiyor. “Outsourcing”i oluşturan ana başlıklar, iş süreçleri, teknoloji ve altyapı, insan kaynakları, yardım masası, çağrı merkezi ve iş sürekliliği olarak sıralanıyor.
Kurumlar, maliyetleri düşürme, bağımlılıkları ve riskleri azaltma, hizmet seviyelerini yükseltme, daha fazla kaynak kullanabilme, teknolojinin gelişmesine paralellik sağlama ve ana iş konusuna daha fazla odaklanma isteğiyle “outsourcing”e yöneliyorlar. Kendi içlerinde dışarıdan hizmet almaya karar verdiklerinde, gelenekselleşmiş çalışma metotlarından uzaklaşıp, farklı bir firmayla adeta bir “amaç evliliği” yapmışçasına, daha verimli sonuç almaya doğru gidiyorlar.
Kritik olan veya olmayan noktalarda ihtiyaçların dış kaynaktan temin edilmesi kararının çok iyi düşünülmesi ve analiz edilmesi gerekiyor. Özellikle kaynağı sağlayan firmanın, devamlılık, deneyim, beceri düzeyi ve daha önce bu konuda hizmet verip vermediği, önem taşıyor. Seçilen firma, belirlenen hizmet seviyelerini, istenen zaman aralıklarında ve maksimum memnuniyeti sağlayabilecek şekilde sunabilmeli. Sözleşmeler, çok net, belli kriterler doğrultusunda, hizmet seviyeleri belirlenmiş ve her iki firmanın yararına olacak şekilde düzenlenmeli.
Dışarıdan kaynak alıp süreçlerinin bir kısmını devretme kararı veren firma, hizmeti almaya başlamadan önce, “outsourcing” firmasıyla bir değişim yönetimi uygulamalı. Taraflar, bu değişimin yönetimi için birer lider belirleyip, gerekli iletişimi içeride sağlamalı ve hizmet rutin hale gelene kadar gerekli kontrolleri sürdürmeli.
“Outsourcing”de hizmet maliyetlerinin düşük olması, alıcı ve sağlayıcı tarafında bir talep artışı yaratıyor. İnsan gücü maliyetlerinin az olduğu Hindistan ve Çin gibi ülkelerin dışında Doğu Avrupa ülkeleri de büyük bir cazibe noktası olarak karşımıza çıkıyor. Coğrafi yakınlık, kültürel yakınlıklar, eğitim düzeyi ve yabancı dil kullanımı, bu ülkelerle çalışabilmeyi kolaylaştırıyor. Özellikle merkezi Türkiye’de olan ve Doğu Avrupa’da faaliyet gösteren firmalar, hizmetlerini Türkiye merkezli yürütüp Doğu Avrupa’daki “outsourcing” firmalarıyla çalışarak ya da Doğu Avrupa merkezli firmalar, Türkiye’deki outsourcing firmalarından hizmet alarak kendilerine büyük avantajlar sağlayabiliyor. Bunun örneklerini, şu anda ülkemizde sıkça görüyoruz.
“Outsourcing” modelinde Türkiye’nin diğer ülkeler arasında üst sıralarda yer alabilmesi için, eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve bilişim konusunda radikal kararlar alınarak yatırımlar yapılması gerekiyor.
Mehmet Bilginsoy
No comments:
Post a Comment